22 Ağustos 2013 Perşembe

Dursun Ali Erzincanlı - Toprak Olur Gibi - ilahi dinle

Dursun Ali Erzincanlı - Toprak Olur Gibi - ilahi dinle
Yola girecegim diyorsun. Yolda olmak nedir biliyor musun ? Yolda olmak nedir, O’ndan ögren. En güzel yoldastan ögren. En güzel yoldaki.
Bir yolda olmak sonuna kadar yoldan sapmamak demek. Yol nereye çikarsa; uçuruma varsa düsünmeden atlamak, denize varsa düsünmeden dalmak demek.

Isinsa sicaginda kavrulmak, sogusa yolla birlikte üsümek demek. Incelse yol kadar incelmek. Büyüse yol kadar büyümek kocaman olmak demek. Yolda olmak demek, yolda ölmek demek.

Günes yalniz isitir, isitir. Asla üsütmez. Ay yalnizca geceleri görünür bize. Çiçekler mevsimleri geldiginde açar, baska bir mevsimde açmazlar. Yolunda giderler bir ömür emrolunduklari üzere.

Sadece insana verilmis yoldan sapma iradesi. Hatta yolu kapama ya da yolu bozma iradesi. Allâh Rasulü s.a.v. yol açti bizlere, insanliga. Ufuk oldu ve o yolda oldu bir ömür, bin ömür. Günlük hayatinda, ibadetlerinde, ahlâkinda, aliskanliklarinda… Bir yolu oldu O’nun. Bir sünneti oldu.
Her adiminda, her aninda

Ahlâkindan sorsalar O’nu taniyan herkes, onu yalanlayanlar bile diyecektir ki O dogrudur, O emindir. Güvenmedigi insanlara, serlerinden emin olmadigi insanlara bile emniyet verdi. Sözünde durmayan insanlara verdigi sözlerde durdu. Tek yüzü oldu O’nun. Herkese, iki ya da pek çok yüzü olan insanlara bile hep o yüzünü gösterdi

Ve bu ahlâk ölçülerinden zerre taviz vermedi. Girdigi yoldan bir adimcik sapmadi.Dogruysa -ki dogruydu- hep dogru; her sart ve zeminde, herkese karsi. Eminse -ki emindi- hep emin; her sart ve zeminde, herkese karsi.

Arkadasi Ebu Bekir r.a. ile Medine’ye hicret edecekleri gece Mekke, Peygamber s.a.v.’i öldürmeye azmetmisti. Kapisina kadar gelmislerdi Peygamber s.a.v.’in. O haberdardi gelenlerden. Gelenlerin niyetlerinden.

Gelenler, öldürmeye azmedenler, en kiymetli esyalarini öldürmeye geldikleri Allâh Rasulü s.a.v.’e emanet etmislerdi. Efendimiz s.a.v. o emanetleri Hz. Ali r.a.’a vererek sabah olunca sahiplerine teslim etmesini söyledi. Ve yürüdü Medine’ye. Arkasinda birakarak sehrini, kendini öldürmeye azmedenleri, yürüdü. Kendine emanet edilenleri sahiplerine birakarak yürüdü. Medine’ye hayatin kalbine, dünyanin vicdanina yürüdü.

Bir gün Saib isimli bir tüccari Allâh Rasulü s.a.v.’a takdim ettiler. Saib’in çok dogru, dürüst bir adam oldugunu söylediler. Peygamberimiz s.a.v. da “Ben onu sizden daha iyi tanirim.” dedi.
Saib de söyle dedi:
“Evet. Ticarette arkadaslik etmistik. Bütün hesaplarin gayet mükemmeldi.”

Ne zorludur Bedir günü. Bir avuç müslüman koruyacak simdi Islâm’i. Kim kalir o bir avuç müslüman yok olursa? Iste böyle tehlikelidir ahval müslümanlar için. Bu arada ashaptan Huzeyfe bin Yeman ile Ebu Hasil (Allâh her ikisinden de razi olsun) Mekke’den Medine’ye gelirken müsrikler tarafindan yakalandilar. Müsrikler Peygamberimiz s.a.v.’in ordusuna katilmak için mi Medine’ye gittiklerini sordular. Onlar da böyle bir niyetlerinin olmadigini, harbe istirak etmeyeceklerini söylediler. Böylece Medine’ye geldiler. Peygamber s.a.v.’e olanlari anlattilar ve savasa katilmak istediklerini söylediler. Peygamberimiz s.a.v., insanlarin en emini, arkadaslarina sunlari söyledi. Onlara ilke olsun diye, bizlere ilke olsun diye:

“Biz verdigimiz söze mutlaka riayet etmeliyiz. Allâh ’in yardimi bize yeter.”
Yüzü hep gülen bir peygamber

Allâh Rasulü s.a.v. insanlarla münasebetlerde tutarli olmayi da örnekler. O’ndan bir gün iyi, bir gün kötü muamele görmek mümkün degildir.
Müsamahalidir. Yumusak huyludur. Güler yüzlüdür. Kibar tavirlidir. Kirmaz asla. Öyle ki, ayaginin altinda kalsa dal kirilmaz. Arkadaslari O’nun bu hallerindeki devamliligi ikrar ederler. Her zemin ve zamanda. Bir yolculuga çikacagi zaman en son kizi Fatima r.a. ile vedalasirdi. Seferden dönüste de ilk gördügü kisi kizi Fatima r.a. olurdu. Fatima r.a.’yi ayaga kalkarak karsilar, en güzel yere oturturdu. Kizina gösterdigi bu özeni terk ettigine rastlanmamisti.

Yüzü hep gülen bir peygamberdir. Yüzü hep gülen bir insandir. En umutsuz anlarda bile. Ümitsiz degildir. Hele arkadaslarini gördükçe…
Cerir bin Abdullah r.a. Hz Peygamber s.a.v.’in arkadaslarindandi. Rasulullah s.a.v. onu gördükçe tebessüm ederdi. Cerir r.a. der ki: “Peygamberin bu adetini terk ettigini hiç görmedim.”

Enes r.a. küçük yaslarindan baslayarak Efendimiz s.a.v.’e hayati süresince hizmette bulunmus seçkin bir sahabidir. Der ki:
“Peygamber bir gün olsun bana, ‘bunu niçin böyle yaptin’ demedi.”
Tesbihin taneleri dagilmasin
Allâh Rasulü s.a.v.’a soruldu:
– Allâh katinda amellerin en makbulü hangisidir?
Buyurdu ki:
– Allâh ’in katinda amellerin en makbulü, az da olsa devamli olanidir.
Devama isaret etti. Çünkü devamli ibadet devamli irtibat demekti. Devamli rabitasiydi yaratilanin yaraticisiyla. Devamli zikir haliydi. Biz O’nu anardik, O bizi anardi. O’nun katinda anilmakti.
Bir gün Hz. Aise r.a.’ya sordular:
– Peygamber bazi günlere, bazi zamanlara özel hareketlerde bulunur muydu?
O söyle dedi:
– Hayir, O’nun ameli yogun bir bulut gibiydi. Nasil yogun bir bulut nihayet buluncaya kadar devamli yagarsa, Peygamberin amelleri de ayni sekilde sonuna kadar devam ederdi.

Bir gün de Hz. Aise r.a. Peygamberimiz s.a.v. için söyle dedi:
“Bir is isledi mi onda sebat ederdi.”
Allâh Rasulü s.a.v.’in geceleri namaz kilmak itiyadi vardi. Bu adetini ömrü boyunca terk etmemistir. Yine Hz. Aise r.a.’dan alinan bilgiye göre sagliginda bir degisiklik olursa gece namazini oturarak kilardi.

“Iste böyle. Yola girersin. Yolda olursun, olursun, olursun... Düse kalka da olsa, agir aksak da olsa. Ve gün gelir kaybolur gider yol olursun.” dedi.
Anlatti bir aralikta, çünkü anlat demisti Peygamber s.a.v.
Bugün burada duyduklarini burada olmayanlara, olamayanlara anlat.
Belki o çok daha iyi anlar. Belki o yolun hakkini çok daha iyi verir. Belki o yol olur, toprak olur gibi...

[ Gülden Damlalar – Dursun Ali Erzincanlı ]

Artikel Terkait

Dursun Ali Erzincanlı - Toprak Olur Gibi - ilahi dinle
4/ 5
Oleh

Berlangganan

Suka dengan artikel di atas? Silakan berlangganan gratis via email

Load Comments